İslamiyet’te Rüyanın Yeri
Rüyalara çok değer vermek gerekir.
İslamiyet’te rüya 3’e ayrılır;
1- Salih Rüya: Salih rüya ilahi, bilinçaltı rüya ise günlük yaşadığımız olayların etkisiyle meydana gelen rüyalardır.
Peygamber efendimiz (sav) salih rüya ile ilgili şöyle buyurmuştur;
“Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür.Salih rüya haberci rüya olarak da adlandırılmaktadır ve ilahi olduğuna inanılır.”
“Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür.Salih rüya haberci rüya olarak da adlandırılmaktadır ve ilahi olduğuna inanılır.”
2- Şeytani Rüya: Şeytani rüya, üzüntü ve korkuya kapılmamıza neden olan rüyalardır ve vesveselerden oluşurlar. Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurur;
“Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse o Allah’tandır. Bunun için Allah’a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse o şeytandandır. Şerrinden Allah’a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir.” Buradan da anlayacağımız gibi şeytani rüyaları başkalarına anlatmamamızın uygun olduğu söylenmiştir.
3- Bilinçaltı Rüya: İnsan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v) bir hadiste şöyle buyurur;
“Rüya üç dür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya.” Bu tip rüya tamamen bizim maneviyatımızdan ve fizyolojik etkenlerden oluşmaktadır.
İslam ilahi ve haberci rüyaları doğrulamaktadır ancak rüyaya göre hareket etmek ve onun yönlendirdiği gibi davranmak doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyan ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamberin suretine giremezse de Şaban’ın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında yarın Ramazan’ın birinci günüdür oruç tutunuz diye emretse de bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zapt da edilmez. İslamiyet’te rüya bunu emretmektedir.
HZ. ALİ’NİN RÜYA YORUMU
Ashabtan (Peygamberimizin arkadaşları) Abdullah oğlu Cabir bir rüyasında, büyük ineklerin küçük inekleri sağdığını, hastaların sağları ziyaret ettiğini, kuru bir çay kenarında yemyeşil bahçeler bulunduğunu, minberde (camilerde imamın hutbe okuduğu yer) koca koca putlar durduğunu gördü. Bu, sıradan bir rüyaya benzemiyordu. Bunun önemli bir mesajı olmalıydı. Bu rüyayı yoracak kişi olarak ilk defa Hz. Ali aklına geldi. Hz. Peygamberin “İlim beldesinin kapısı” diye nitelediği Hz. Ali ancak güvenilir bir açıklama getirebilirdi. Bu düşüncelerle rüyasını yordurmak üzere Hz. Ali’ye müracaat etti. Rüyasını tane tane anlattı ve ne anlama geldiğini yormasını rica etti. Hz. Ali “Yanlış yorumdan Allah korusun” diyerek söze başladı ve şöyle devam etti. “Büyük ineklerin küçük inekleri sağması, yetki ve mevkilerini halkı soymak için kullanan görevlileri (amir ve memurları); hastaların sağları ziyaret etmesi, yoksulların hallerini arzetmek için zenginlerin peşinde koşmasını; kuru çay kenarında bulunan yemyeşil bahçeler, uzaktan veya dışardan bakıldığında çok büyük sanılan ve öyle ünlenmiş ama aslında içleri kupkuru çölden ibaret olan ilim adamlarını; minberde duran koca koca putlar ise, layık olmadığı halde ilmin, dinin ve devletin yüce makamlarına yükselmiş kimseleri ifade eder.”
KÖTÜ RÜYA GÖRÜNCE NE YAPMAK GEREK ?
İnsan her gece belki binlerce rüya görür ancak bunun çok az kısmını hatırlar, belki 1 veya 2. Gördüğümüz rüyalar bazen bizi korkutabilir bazen de mutlu edebilir. Eğer kötü bir rüya görürseniz yapmanız gereken sol tarafınıza üç kere tükürüp, şeytanın şerrinden Allah'a sığınmaktır.
Zira Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:"Kötü rüya gören uyanınca sol tarafına üç defa tükürüp, şeytanın şerrinden Allah'ü teâlâya sığınsın. Bu takdirde rüya, ona zarar vermez." (Müslim)
Ebu Said el Hudri (r.a.)’den rivayetle Peygamber (s.a.v)’den şöyle buyurmuştur: “Herhangi biriniz sevdiği bir rüya görürse o Allah’tandır. Allah’a hamdetsin ve gördüğünü anlatsın. Hoşlanmadığı cins bir rüya görürse bu şeytandandır onun şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiçkimseye anlatmasın böylece o rüya ona zarar vermez.”(Buhârî, Ta’bir: 27)
0 yorum:
Yorum Gönder